Cookshop Altunizade
White Mill - Cihangir
Cihangir ahalisini tanıyan bilir, burada oturanların zamanla oluşmuş bir mahalle kültürü vardır. Mahalle bakkalı, kasabı, kitapçısı, barı, kahvesi diye kavramlar vardır bu coğrafyada. Kimi dışarıdan gelenler, bu mekanlarda oturup vakit geçiren kimselerin, kendilerini "başkalaştırdıklarını" söyleyip zaman zaman şikayet ederler. Bendeniz buna katılmamakla beraber, zaman zaman Cihangir kahvelerinde oturan bazı yerel halkın, sizi önce bir süzüp, sonra işlerine baktıklarını tespit etmişimdir. Bunda yanlış bir şey yoktur bana kalırsa. White Mill de senelerdir gittiğim, sohbet-muhabbet, yeme içme için son derece sevimli bulduğum bir Cihangir mekanı. İç mekan aslında hayli dar. Esas mesele bahçede cereyan ediyor. Amma ve lakin, şu aralar, yukarından birileri kendileri ile biraz uğraştığı için bahçeyi açıp servis verme konusunda sıkıntıları var. Bunu çözmeye çalıştıklarını belittiler en son gittiğimde. Umarım çözerler. Yemekler ise, bildiğiniz bistro tarzı ortaya karışık bir menüden oluşuyor. hamburger, wrap, noodle, her türlü salata, şnitzel, atıştırmalıklar, zeytinyağlılar mevcut. Yaz günleri buranın bahçesinde bir rose eşliğinde az pişmiş bir biftek yiyerek dostlarla sohbet etmek paha biçilmez bir zevk. Ruhsat sorunlarını çözmeleri dileğiyle...
mutfakların karışımı bir seçki sunmaları.

Yeni Lokanta
Modern edebiyatın önemli eserlerinden biri olan American Psycho'nun, hayli başarılı olduğunu düşündüğüm sinema uyarlamasının can alıcı sahnelerinden birinde, Christian Bale "Dorsia" adlı çok popüler lokantayı arar ve "Geç olduğunu biliyorum ama, bu akşam 8-8.30 için rezervasyon yaptırmak istiyorum," diye fısıldar. Tedirgindir, yer yer sesi titremektedir; bunu hissedersiniz. Karşıdaki ses cevap bile vermeye tenezzül etmeden, büyük bir coşkuyla, kahkahalar atarak gülmeye başlar. Kısa bir süre içinde durum öyle bir hal alır ki, ahizeden yükselen gevrek kahkahaları adeta odada çınlamaktadır. Christian Bale'in yüzündeki ümitsiz ifade dikkat çekicidir. Adeta ölümü yaklaşmış bir adam gibi bakar yerlere doğru. Üzüntülü, ağlamaklı ve bitiktir.
New York Fries
Mekanist oluşumunu seviyorum. Beni tanıyanlar menfi kişiliğimin bazan çok ön plana çıktığından dem vurarak beni "olumsuz bir adam" olarak değerlendirirler. Bu denli tuhaf ve mide kaldırıcı işlerin olduğu bir coğrafyada, Polyannavari bir bönlükle, "Her sabah yataktan gülümseyerek kalkarım. Bugün beni ne mutluluklar bekliyor diye çevreme bakarım." şeklinde konuşan sevgili hayat gurularından birisi olamadığım için üzgünüm değerli okurlar. Hiçbir zaman da olamayacağım. Dolayısıyla, bir gün "Hayat güzel, çiçekler, böcekler..." diyerek sizlere yaklaştığımı görürseniz, anlayın ki bir yalan söylemeye hazırlanıyorum. Dikkatli olun o zaman bana karşı. Yaşam düsturum, iyi ve başarılı olanları takdir etme, onlara hakkını verme ve kendilerini dozunda bir şiddetle kıskanma yönündedir. Yani her zaman olumsuz bir kimse değilim ve özellikle bu blogun sayfalarında elimden geldiğince beğendiğim meselelerden söz açmaya çabalıyorum. İşte Mekanist oluşumu da böyle beğendiğim bir topluluk. İyi işler yapıyorlar. Sosyal medya çılgınlığının en civcivli günlerinde, binlerce katılımcının yarattığı içerikle, arama motorlarının tozunu attırıyorlar
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder