10 Eylül 2013 Salı

Kısa... Kısa... / Lider Pide - Trabzonpark

Sevgili Dostlar, mekanlarda yediğimiz yemeklerin lezzeti kadar nasıl sunulduğu, hangi mantık içinde sunulduğu, kim tarafından sunulduğu gibi faktörler çok önem taşımaktadır. Yazdıklarımı okuyanlar bilir, lezzet dışında meseleleri de değerlendiririm sıklıkla. Lider Pide, sadece pidelerinin tadını size yazacak olsaydım, yüksek bir puan alabilecek bir işletmeydi benden. Zira kullandığı malzeme, üzerine tercihe bağlı olarak koyduğu tereyağın kalitesi, pidenin, bana kalırsa önemli artılarından biri olan gevrekliği, lokantayı ön plana çıkartan faktörler. 

Gördüğünüz fotoğraftaki gibi bir pideyi kim yemek istemez? Kararında pişmiş sucuk ve pide, tam da bendenizin arzu ettiği gibi "patladı patlayacak" kayısılıkta bir yumurta, buram buram köy kokan has tereyağı. Ağızlara layık bir karışım! Pidesever ahalinin bayram edeceği bir görüntü ve lezzet sizi kucaklıyor daha içeri adım atar atmaz. Kapalı- açık, yumurtalı-sade, her türünden, her varyasyonundan istediğiniz pide mevcut burada.


Gelelim zurnanın zırt dediği yere: Mekanda bıçak servis edilmiyor! Evet yanlış duymadınız. Bu konu tercihe bağlı değil. Sorulduğu zaman, "Bizde bıçak yok" cevabını alıyorsunuz. Sanırım bunun sebebi pide elle yenince daha lezzetli olduğu için. Fakat o zaman çatal neden servis ediliyor? Başka bir şey, sözgelimi önden sipariş edilen turşu vs gibi tatlar yenilsin diye mi? Ben anlayamadım.

Ya da fazla Karadenizli'nin olduğu yerde bıçak servis etmek riskli olduğu için mi?



Bunun yanıtını alacağımı sanmıyorum, zira tekrar gitme ihtimalim çok yüksek değil bu lokantaya. Açık konuşmak gerekirse, pideyi elle yemeyi sevenlerdenim. Ama bu bir seçim olmalı.

Araba park edecek yeriniz var. Tuvaletler hayli temiz.Yine de, mekanın hakkını yemeden ilave edeyim, kalabalık ve çarpık kentleşmenin, ses ve görüntü kirliliğinin, iş merkezi- meskun mahal melezliğinin girdabında çırpınan iç karartıcı ümraniye mecrasının ortasında nefes alınacak bir tesis burası. Yeşillik içinde, nispeten temiz bir havayı soluyarak yemeğinizi yiyorsunuz.

Tabii bu "park"ın yapımı için ne kadar ağaç kesildi, bunu düşünmek bile istemiyor insan...