21 Nisan 2014 Pazartesi

Ali Haydar - Ikinci Bahar

"Ayılar bir sohbet, muhabbet, stres atma ve sevgi topluluğudur. Toplantılarda karamsar bir hüzne, iç kapayan sıkıntıya ve gereksiz depresyona yer yoktur.

·Ayıların temel gıdası süt beyazı RAKI’dır. Yaş üzüm rakısına mesafeli duran Ayılar, asgari müşterekte buluşmak adına Yeni Rakı’yı tercih ederler. Yeni Rakı bulunmayan yerlerde ise Kulüp, Kara Efe gibi erkek Rakıları içerler.

·Rakı içilirken, Aydın Boysan’ın yayımladığı Rakı İçme Adabı İlkeleri’ni aksine ilk kadeh hayvanca doldurulur, önce Rakı sonra su konur, ardından her fırsatta “Şerefe!” yapılarak bir Ayı’ya yaraşır şekilde süratle bitirilir.

· Rakıyı az koyan, az içen, içermiş gibi yapanlara kötü gözle bakılır, önce uyarılır, sonra kınanır gerekirse dışlanırlar.

·Ayıların temel buluşma yeri  MEYHANE’dir. Dersaadet’in gedikli tüm meyhaneleri artık Ayıları tanımıştır. Zira buluşma yöntemi, her ay başka bir Meyhane’de görüşmek, birkaç yıl sonra aynı mekana geri dönmektir.

· Ayıların temel müziği TSM’dir. Her nerede çalınıyor ve çaldırılıyorsa, önce “Lale devri Çocukları” istenir, sonra Münir Nureddin ve diğer babalardan istekler yapılır, makamlara aldırmadan hayvanca söylenir ve çevre masalar rahatsız edilmeden, garsonlardan uyarı almadan susulmaz.

·Ayılar her ay bir defa ve bir Cuma akşamı toplanırlar. Toplanma saati 19.30′dur. Geç gelenler masanın ucuna oturur ve muhabbetin biraz uzağında kalırlar.

·Ayılara katılırken kıyafete dikkat edilmesi, mümkünse takım elbise giyilmemesi, laptop çantası taşınmaması gerekmemektedir. Bunu yapanlar şiddetle kınanır.

·Ayılarda devama dikkat etmek şarttır. Belirli bir süre gelmeyenler, bir süre çağrılmayarak cezalandırılır. Sonra tekrar gelmezlerse listeden çıkarılırlar. Kimsenin gözünün yaşına bakmamak esastır.

· Ayılar senede bir defa (Temmuz ayında) Kumkapı’da Neyzen Restaurant’ta buluşurlar. Burada masa düzeni, kimin nereye oturacağı bellidir. “Enişteee!!!” çığlığı atıldığı anda gece amacına ulaşır, kafalar rahatlar.

· Ayılar senede bir defa tekne turu, Ada’da yemek organizasyonu yapmayı kendine amaç edinmiştir.

·Ayılar bir erkek eğlencesidir, kadınlara (kendilerine saygımız sonsuz olsa da) yer yoktur ve olmayacaktır.

·Ayılar bugüne dek İmroz, Turgut’un Yeri, Cavit, Yakup2, Zeytinli, Yaren, Madam Despina, Gedikli, Sofyalı, Hasbi, Güzelyer, Taşplak, Kallavi, Cibalikapı Balıkçısı, Boncuk, Bade, Zindan, Seviç, Palmiye, Degustasyon, Cumhuriyet, Elmadağ, Canbaz, Kör Agop, Neyzen, Refik gibi meyhanelerde buluşmuştur. Bu listede anılmayan meyhaneler de mevcuttur ve liste kabararak büyümektedir.

·Ayılara katılım teklif usülüyle olur ve üyeliği onaylanan kişiler deneme için birkaç defa çağrılırlar. Uygun bulunmaları durumunda üyelikleri kalıcı olur.

·Ayıların gittikleri mekanlarda yaprak ciğer, şalgam suyu, güzelinden fava ve envai çeşit meze mutlaka olmalıdır. Yine de “Mezeler bu kadar mı?” diye sorulacak, organizatör kardeşler yıpratılacaktır.

· Ayılar daima, gittikleri mekanda Bahtiyar isimli bir garsonun arayışındadırlar. Ama hiçbir garson bahtiyar değildir nedense.

·Ayılar hep başka ülkelerde ya da şehirlerde buluşmanın hayalini kurarlar. Oysa tek bir gerçek vardır: Ayılar bundan 20 yıl sonra Guetemala’da buluşacaklardır.

·Ayılar, her nerde içiliyor ve içirtiliyorsa içerler, yerler, sohbet ederler, fasıl yaparlar ve şu önemli gerçeği asla unutmazlar:  AYI olunmaz, AYI doğulur!!!

Bir Cuma günü, yakınınızda bir erkek grubu görürseniz, gürültüleri ve coşkuları sizi rahatsız ediyorsa ve tiplerine bakıp uyarmaya cesaret edemiyorsanız, bilin ki onlar AYILAR’dır…"

Senelerce önce yazılmış bu yazıyı okuduğumda, bu grubun yüzün üzerinde sefer buluştuğunu düşündüm.  100 buluşma ! Dile kolay... Yukarıda yazılı kuralları harfiyen uygulayan ve 2015 senesinin Ocak ayında 10. senesini kutlayacak olan ekibin bu ayki yemeği Samatya'daki Ali Haydar'da gerçekleşiyor. Bunu yazmalıyım diye düşünüyorum masada tek başıma beklerken. Daha güneş batmamış, daha vakit var, daha sakin etraf. Bu mekana hiç gelmemişim. Sebebini anımsayamıyorum. Hep istemiştim oysa ki. Ama demek ki, hep bir engel çıkmış. Oniki kişilik masanın ucunda yalnız olsam da, güneş batmamış olsa da, Samatya Meydanı'nda tuhaf bir hüzün dolaşsa da, rakımı dolduruyorum. Zaman gelmiştir Haydar! Ve Ali Haydar ile tanışıyoruz. Biraz endişeli geliyor bana. Gecenin ilerleyen saatlerinde, nevi şahsına münhasır bu adamın hep endişeli göründüğünü anlayacağım.


Ayılar birer birer sökün ediyor. Açık havada içmenin keyfi bir başka, püfür püfür esiyor. Bu sene iyi küresel ısınma yaptı, neredeyse sürekli oturduk böyla açıklarda. Yağmur riski de bertaraf olunca, kafalar rahat, gönüller esrik, muhabbet ayrı bir güzel oluyor. Bu muhabbete meze ekleyin biraz, hadi çekinmeyin. Baklalı, mercimekli, bezelyeli, patlıcanlı mezeler ilave edin ağzınızdan salıverdiğiniz kelimelere. İşte o vakit daha güzel olacak her şey. Yoğurtlu, cevizli, mayonezli, "Hanımın Mezesi"nden koyun üstüne. Azıcık damakta patlayan çiğ köftelerden karıştırın içine. Padişah efendimizin saltanat kayığına kurulması misali o güzelim marul yaprağına kendini bırakıveren çiğ köfteye emanet edin kendinizi. Korkmayın emin ellerdesiniz. Gavurdağı ile katmerleyin bu mutluluğu.



Kebaptır ama masanın esas efendisi, bunu da nakşedin dimağınıza. Rahat ve güvenli olun. Yemin ederim böyle terbiyeli bir şiş girmemiştir ağzınızdan. Bir de tavuk var o koca tabakta. Yemeyeni dövüyorlarmış. Bunu da unutmayın, tavuk sevmeyen, bu uçamayan kuşların arkasından konuşanlara bile tükürdüğünü yalatır cinsten bir meretmiş bu. Acılı kebap da satırdan çok çekmiş belli ki. Onu ağzınızda bir süre tutun ve sevin, okşayın dilinizle. Fıstıklı kebaba ise bir sanat eserinin önünde durup onu beyninize kazırmışçasına bir süre bakın. Sakin olun, kontrolü kaybetmeyin. Bir sanat eserini yemek, onu değerinden kaybettirmez, hemen ağzınıza atın sonra. Evirin çevirin, tadına varın ve düşünmeden midenize yollayın iyice çiğneyip. Eğer yemekle sevişmek mümkün olsaydı, Ali Haydar'da gelen bu kocaman karışık et tabağıyla halvet olunurdu bana kalırsa sevgili okurlar.


Keyfim yerinde, keyifler yerinde. Bir de fasıl heyeti damlamış masaya. Yapacak bir şey yok; gecenin bu saatinde fasıl heyeti geldiyse Lale Devri Çocukları söylenecek ve Samatya Meydanının dörtbir yanında duyulacak şekilde yapılacak bu. Her babayiğit hakkını alacak bu fasıldan. Kulakların pası silinecek, dillerin bağı çözülecek iyiden.

Ali Haydar endişelidir oysa ki. Nerden çıktı bu erkek kalabalığı anlatımını taşıyan bir hüzün bulutu dolaşmaktadır gözlerinde. Ufka bakarak dikilmektedir masaların arasında. Bu satırların yazılacağından bihaber, servis yapmaktadır masalara. Dışarıdan küçücük görünen lokantanın beklenmedik bir iç mekanı, bir de üstelik üst katı vardır yine beklenmedik şekilde.

Çaylar, kahveler içilir, bir yemek daha biter. Ali Haydar ile kafa tokuşturarak öpüşülür ve herkes dağılır.

Herkese iyi geceler...

Ali Haydar İkinci BaharHacı Hüseyin Ağa Mah. Samatya Meydanı Gümüş Yüzük Sok. No:6
Samatya Fatih/Istanbul
Tel:0 212 584 21 62